YAŞ OLGUN BEDEN SUSKUN
2020 girmek üzere...
Son gün, son saatler...
Sağlıklı mıyım?
Evet...
Yaş olgun, beden suskun,
Suskun mu suskun.
Bu saatler, bu son dakikalar...
Çok yorgunum.
Bedensel değil, ruhsal yorgunum.
Bundan altmışaltı yıl önceydi.
Aslında önceymiş.
Ovadan uzak, dağın yüksek bir tepesi.
Her nasılsa,
Tabağın tersten göründüğü gibi engebeli,
Kayalarla yoğrulmuş sanki mutlu bir ova...
Eşgının bol olduğu,
Kekliğin bol öttüğü,
Anadolu'nun işte o köyünde doğmuşum.
Darıseki.
Adı nerden gelmiş, bilinmez ki.
Tek bildiğim,
Dedelerimin, ninelerimin göz parıltılarıyla,
Umutlarıyla kurduğu bir köy...
Hay kurban olduğum kanlı Sivas.
Senin suçun ne,
Hınzır Paşalar sana leke sürdü diye...
Gurbetçilik hiç yakamızı bırakmadı.
Biz insanoğluyuz.
Taşı toprağı altın İstanbul'da
Çocuktum, orda büyüdüm.
Orda serpildim, orda sümüklerimi sildim.
Anam da orda ortaçağ'da gibi ruhunu teslim etti.
Genç yaşta.
Ama yanında olamadım.
Çook, çok uzaklardaydım.
Başka bir gurbetteydim.
Geyiklerin, buz kayalarının bol olduğu,
Bir zamanlar dünyayı kavuran vikinglerin,
Son çağımızda bir insanlık medeniyeti kurduğu
Ülkedeydim.
Ve hala ordayım.
Bugün oğullarımdan biri bana,
'Yanlış ülke seçmişsin', diye
Beynime bir balyoz gibi vurdu.
Ahhh oğlum ahhh...
Gurbetçilik keşke seçilerek olsaydı.
Artık emekleyerek başladığım yaşamım,
Emekleyerek sona doğru gidiyor.
Olsun, yine de yarınlara umutla,
Ve mutlulukla,
Ve ağlayarak gözyaşlarımı ruhumda,
Taa derinliklere gömerek,
Bu dizelerimi yılın son dakikalarına,
Yetiştirebilmek için var gücümle,
Tüm paslanmaz gibi gördüğüm bedenimle,
Nice yeni yıllar dilemek için,
Yetiştirmeye çalışıyorum.
Yaş olgun, beden suskun,
Suskun mu suskun.
31 aralık/2019
Üzümbaba
|